Kurumlar Vergisinden Muaf Olan Kurumdan Alınan Hizmet Karşılığı Ödenen Bedeller Kurum Kazancından İndirilebilir Mi?
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükmüne bağlanmış olup, söz konusu kayıtların esas itibariyle, mezkûr Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Ticari faaliyetlerin idame ettirilmesi için ödenen bedellere karşılık düzenlenen bu tevsik edici belgelerin bazılarında “Vergi Usul Kanunu Hükümlerine Tabi Değildir”, "Kurumlar Vergisinden Muaftır" gibi ibareler bulunmaktadır. Bu ibarelere istinaden mal teslimi ya da hizmet ifasını gerçekleştiren taraf için, söz konusu teslim ya da ifa sonucu oluşan gelir üzerinden ilgili bir vergi tahakkuk etmeyecekse mal ya da hizmet alımını yaparak bu bedele katlanan taraf da bu tutarı kurum kazancından indiremeyecek midir?
Konuya ilişkin benzer sorular tarafımıza sıkça geldiği gibi mükelleflerce idareye de başvurulmaktadır. Söz konusu durum için düzenlenmiş birçok özelge bulunmakta olup, makalemize kaynak olan ve en güncel olanı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nca 10.01.2020 tarihinde verilmiştir(27575268-105[229-2017-159]-15258).
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun bilanço usulüne göre ticari kazancın tespiti ile ilgili 38 inci maddesinde ise; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmüne yer verilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesi sırasında indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ile ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Bir masrafın genel gider kapsamında gider yazılabilmesi için; harcamanın yapılmış olması, harcama ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağı bulunması, giderin keyfi olmaması, yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete dahil edilecek giderlerden olmaması ile harcamanın işin önemi ölçüsünde yapılmış olması gerekmektedir.
Dolayısıyla, kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması, bu harcamaların yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgelerle belgelendirilen bedellerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür
Bu kapsamda, Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgeyi düzenleyenin kurumlar vergisinden muaf olmasının, ilgili belgede yer alan tutarın gider olarak dikkate alınması açısından bir önemi bulunmamaktadır.
Öte yandan, 164 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; "... Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, Belediyeler ve Köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2'nci maddesinde tanımı yapılan teşebbüs, teşekkül, kuruluş, müessese, bağlı ortaklık, iştirak ve işletmeler tasdik mecburiyetine tabi olmaksızın Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine göre yukarıda sayılan belgeleri düzenleyeceklerdir.
Ancak bu kuruluşlar kullanacakları belgelerin üzerine, "Vergi Usul Kanunu Hükümlerine Tabi Değildir." ibaresini kaşe ile basacaklar veya matbaa baskısı ile belirteceklerdir." açıklamasına yer verilmiştir.
Bu belgelerin düzenlenmesi sırasında Vergi Usul Kanunu Yönetmelik hükümlerine göre anlaşmalı matbaalara veya 164 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca notere tasdik ettirmeleri şartı aranmamakta ancak, düzenlenen belgede bulunması zorunlu asgari bilgilerin yer alması gerekmektedir.
Ayrıca, bu kuruluşlardan kurumlar vergisinden muaf olanların kullanacakları belgelere "Kurumlar Vergisinden Muaftır" şerhi koymaları gerektiği 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır.
A. Uğur DOKUZLUOĞLU, SMMM